9 Ekim 2017 Pazartesi

SEYAHAT MÜZİKLE DAHA GÜZEL


İnsanlar ikiye ayrılır: uzun yolculukları sevmeyenler ve yolculuk hiç bitmesin isteyenler. ☺ Uzun yolculuğu sevemeyenlere bu vesile ile sevdirmek için; zaten bayılanlara da ufak bir tavsiyede bulunmak için bu listeyi hazırlayıp, beğeninize sunduk. Buyurun, afiyetle dinleyin.
Amine- Senorita
Güzel bir yaz sabahı ve içiniz kıpır kıpırsa işte size eşlik edecek ve oturduğunuz yerde ufak çaplı dans figürleri sergiletecek o şarkı budur efendim.
Anne Marie- Ciao Adios
Hareketli bir şarkı daha. Sabah saatlerinde istediğiniz ortamda sizi keyiflendirmeye yetecektir.
Evgeny Grinko-Valse
Bu besteyle, tam olarak kafanızı cama yaslayıp uzaklara dalabilirsiniz. Artık eski sevgiliniz mi gelir aklınıza, platonik aşkınız mı orasını bilemeyiz. Ama biraz iç burkan bir melodisi olduğunu hatırlatalım.
Beethoven’s Silence- Ernesto Cortazar
Gece yolculuğu için klasik müzikler nedense hep daha uygunmuş gibi geliyor bize. Bu da onlardan biri. Yağmur da yağıyorsa şansınıza, huzur bulabileceğiniz bir parça.
Coldplay- Paradise
Coldplay efsanesi zaten tartışılmaz. Tüm parçalarını her an her yerde keyifle dinleyebilirsiniz. Öğleden sonra ya da güneşin batışı esnasında çok iyi gidecektir, bir deneyin.
Evanthia Reboutsika- Carousel
Hani cennet gibi yemyeşil dağları izlersiniz de mest olursunuz ya. Hah! Cennetten düşen ilk ezgi tanesi diyebiliriz bu parça için. ☺ Dingin ve yormayan melodisiyle uyuta da bilir sizi, bilemiyoruz.
Ian Carey- Keep On Rising
Güneşin doğuşu ya da sabahın o bereketli erken saatlerinde, içinizi umutla dolduracak parça, budur.
Imagine Dragons- Radioactive
Severek eşlik edeceğiniz ve defalarca sıkılmadan dinleyebileceğiniz bir parça.
Inna- Bad Boys
Eğlenceli ve yormayan, sempatik bir parça. Tavsiyemizdir.
John Newman –Love Me Again
İngiliz aksanını beğenenler için artı puanı olan bu şarkı da bayağı bir romantiktir hani. Seyahatinizde modunuzu yükselteceğinden hiç kuşkumuz yok.

Kendji Girac- Andalouse
Yolculuğunuz bitti ve ufak bir yürüyüşe mi çıkıyorsunuz? Tamam o zaman. İşte yanınıza yandaş, yolunuza yoldaş olacak parça burada. Sağolsun, Kendji kardeşimiz söylemiş.
Kendji Girac – Cool
Alın size mutlu edecek bir şarkı daha. Nedense yine sabahın erken saatlerine, açık bir hava için uygun olduğunu düşünüyoruz.
Massari- So Long
Yola yeni çıktınız ve heyecanlısınız. Buyurunuz, heyecan almalı, yatıştırmalık ve hareketli bir parça.
İncesaz- Eylül
Sakin bir akşam yemeği için çok yerinde bir seçim olacağına inanıyoruz. İncesaz güzelliğinden bahsetmeye zaten gerek yok. ☺
Otilia- Diamante
Romantik ve keyifli bir şarkı arıyorsanız, o şarkı bu şarkı. Biraz hareketli ama yine de hayallere daldırıp çıkartabilir. Bilginize. ☺
Tarkan- Aşk
Sabahın ilk ışıklarında, size çok tatlı hisler yaşatacağını umuyoruz. Güne Tarkanla başlamaktan daha güzel ne olabilir ki? ☺ Yolculukta hele, of kaymaklı ekmek kadayıfı.
Milow- Ayo Technology
Otelinize giriş yaptınız mı? Tamam o zaman. Yatağınıza uzanın ve yorgunluğunuzu bu sakin parçayla atın.





8 Ekim 2017 Pazar

Orta Asya’nın İsviçre’si: Kırgızistan

Hiç gitmeden bile garip bir özlem duyduğumuz, anavatan Orta Asya’da bulunan Kırgızistan; Tanrı Dağları ile çevrili ve Issık-Kul ile ünlü. Bu coğrafyada Sovyetler’in izi yeni yeni silinmeye başlamış. Halkın büyük bir bölümü Müslüman ve Ortodoks Hristiyan bu ülkede. Ucuz bir ülke olması, tarihi izler barındırması ve milletinin köklü bir geçmişi olması özelliklerini barındırmasından mütevellit, görülecek yerler listesine eklenmesi gereken ülkelerden biri.

Kırgızistan denize kıyısı olmayan dağlarla çevrili bir Orta Asya ülkesi olması sebebiyle antik kültürünü korumuş olsa da, İpek Yolu gibi ticari ve kültürel yolların üzerinde olduğu için tarih boyu pek çok kavmin ilgisini çekmiş ve bunların istilasına uğramıştır. 1991 yılında Sovyetlerin yıkılması ile bağımsızlığını kazanmıştır.


Kırgızistan Haritası ve Konumu

Kırgızistan kuzeyde Kazakistan, batıda Özbekistan, güney batıda Tacikistan ve doğuda Çin ile komşu bir Orta Asya ülkesi. Ülkenin en büyük ve en gelişmiş şehri, başkent Bişkek.

Para Birimi ve Fiyatlar

 

Ülkenin para birimi Kırgız somu, uluslararası kısaltması KGS. 1 Türk Lirası yaklaşık 19 Kırgız Somu ediyor. Türkiye’ye nazaran oldukça ucuz bir ülke.

Kırgızistan’a Ulaşım

 

İstanbul’dan aktarmalı ya da direkt Bişkek ve Oş şehirlerine uçuşlar mevcut. Demiryolu ile Moskova aktarmalı yolculuk yaklaşık 10 gün sürüyor. Kara yoluyla ülkeye giriş çıkış yapmak için Oş’tan sınırdaki Irkeştam üzerinden Çin, Sarı Taş Köyü üzerinden ise Tacikistan ile kara yolu bağlantısı var. Kazakistan’ın Almatı şehriyle başkent Bişkek arasında Kegen sınır noktasında geçiş yapılıyor, minibüsle de gidilebiliyor. Ülkede kara yolları genelde eski ve bozuk.

Kırgızistan’da Görülmesi Gereken Yerler

Ülke 9 Rusça oblast denen yere yani bölgeye ayrılıyor: Bişkek, Batken, Talas, Çuy, Narın, Celal-Abad, Issık-Kul, Oş, Batken.

 Ülke’nin sahip olduğu dağlar ve muhteşem Issık-Kul, ilk görmek isteyeceğiniz mekanlardan biri olacak kuşkusuz. Çolpan Ata bölgesinde bulunan bu göl, dünyanın en büyük dağ gölü ve Orta Asya’nın en çetin soğuklarında bile donmaması sebebiyle adını “ılık,sıcak” anlamından alıyor.

Yine aynı bölgede bulunan Ruh-Ordo Kültür Merkezi adında gezebileceğiniz bir açık hava müzesi bulunuyor. Adı “ruhların yeri” anlamına gelen bu merkezin isim babalarından biri de olan Cengiz Aytmatov imiş. Buraya Cumhurbaşkanlığı Sarayı kapısından girerseniz, sağınızda sizi karşılayacak olan atamız Mustafa Kemal Atatürk’ e ait heykel, göğsünüzü kabartacak.

Bunun dışında başkentte ziyaret edebileceğiniz geneli Sovyet kültüründen kalma müze ve heykeller de ziyaretçilerini beklemekte.

Kırgız mutfağı

Göçebe kültürden kaynaklı ağırlıklı et yemeklerinden oluşan bu ülkenin mutfağı, Rus, Çin ve Özbek mutfağından da etkilenmiştir. En meşhur yemekleri olan beshbarmak, erişteye benzer ince kesilmiş hamur ve üzerinde soğan ve etlerle servis edilir. Genelde koyun ya da at eti ile hazırlanır. Beş parmakla bir güzel afiyetle yenir. Bir diğer geleneksel yemeği olan shashlyk ise, şişe geçirilmiş koyun etleri ile yapılan ve ekmek arası da servis edilen bir yemektir. Plov dedikleri ve pilavı andıran yemeğin sunumu ise koyun eti ve turp ile beraber yapılır.
Gelelim kımıza; fermante edilmiş, ekşi ve alkollü at sütü olan bu içecek, genelde çiğ at etinin yanında tüketilir.

Kırgızistan Festivalleri
Tarihlerine ve göçebe kültüre ait pek çok iz taşıyan ve bunları sergiledileri festivallerinde genellikle erkeklerin avcılık; kadınların ise el işleri konusundaki meziyetlerini sergiledikleri şölenlerden oluşur.
Göçebe Hareketi ve Ulusal At Oyunları festivali her yıl temmuz ayında gerçekleştirilmektedir. Bu festivallerde Kırgız yemekleri de, ziyaretçilerle buluşur.
Ülkenin kuzeyinde Issık-Kul Gölü yakınında ağustos ayında gerçekleştirilen Taigan Ve Burkut Festivali’nin amacı ise kartal avlamaktır.
Diğer bir büyük festival olan ve her yıl mayıs ayında düzenlenen, hatta dünyadan pekçok sporcunun da katıldığı Bisiklet Yarışı’dır. Arslanbob Köyü’nde yapılan festivalde, dağları da kapsayan uzun bir rota üzerinde sporcular kıyasıya yarışır.
Dünyanın en büyük destanı olan Manas Destanı’na sahip ve Türk Dünyasında kabul görmüş yazarların usta isimlerinden Cengiz Aytmatov’u yetiştirmiş bu topraklar, güler yüzlü insanları ve bambaşka yemekleri ile kalbinizi çalmaya aday.

5 Ekim 2017 Perşembe

Tatilden dinlenmiş dönmek mümkün?

Bütün bir yıl boyunca, yoğun ve stresli bir iş temposunda çalıştınız ve sonunda hak ettiğiniz tatile çıkmaya karar verdiniz. Uzman psikologlar, şehrin gürültü ve kalabalığından uzak bir tatilin ve dinlenmiş ve arınmış olarak eve dönmenin, özellikle stresli iş ortamında çalışanlar için çok önemli olduğunu belirtiyor. Bunun için uygulayabileceğiniz bazı yöntemler var:
Tatilinizi planlamak
 Bu süreçte yaşayacağınız herhangi bir problem tatilden verim almadan dönmenize neden olabilir. Dolayısıyla gezi planınıza göre gitmek istediğiniz yerler için gerekli rezervasyonları yaptırın ya da uygunluğunu mutlaka kontrol edin. Ayrıca bir de, gitmeden önce yapılacaklar listesi hazırlayın. Böylece işleriniz kolaylaşmış olacaktır.
Sevdiklerinize zaman ayırmak 
Günlük yaşamın temposundan pek fazla zaman ayıramadığınız sevdiklerinizle ve ailenizle bir arada olmaya çalışın. Tatilde mümkün olduğunca seyrek telefon görüşmesi yapmanın, aile ve arkadaşlarınızla birlikte sohbetlere ortam yaratmanın ve ufak tefek problemleri dönüşe ertelemenin zihnen rahatlamanıza büyük katkı sağlayacağını unutmayın.
Gününüzü iyi değerlendirmek ve aktif olmak
İyi alınmış bir uyku için tatilden daha güzel bir zaman olamaz. Ancak zamanınızı uyuyarak geçirmenizin de dinlenebilmeniz için yeterli olmadığını bilin. Güne mümkün olduğunca erken başlayın ve aktif olmaya çalışın. Çok daha zinde olacağınızı göreceksiniz.

Keyif alabileceğiniz aktiviteleri takip etmek
Zamanı iyi bir şekilde değerlendirmek ve zevk alacağınız aktiviteler yapmak stresten uzaklaşmak adına en büyük yardımcılarınız olacaktır. Bu nedenle günlük yaşamınızda yaptığınız sporları ya da ilgilendiğiniz sanatsal faaliyetleri takip edin. Hiç denemediğiniz, yapmayı arzuladığınız ve ertelediğiniz tecrübeleri de yaşamak için ısrarcı olun. Bu tecrübelerin zaman geçtikçe hoş bir anı olarak kalacağını unutmayın. 
İstemediğiniz gezilerde bulunmamak
Yorucu olacağını düşündüğünüz ya da görmeye pek meraklı olmadığınız kültürel geziler için vakit harcamayın. Tabii ki ilgilisi gidip görmek, tarih ve sanat kokan o havayı solumak isteyebilir. Ama istemeyenler için, bu geziler can sıkıcı bir hal olmaktan başka bir işe yaramayacaktır.
Ağır ve yağlı yiyeceklerden kaçınmak
Tatilde olduğunuz için kendinizi o kadar da salmayın. Döndüğünüzde, hastane hastane gezmek istemezsiniz. Üstelik hafif beslenmek, hem sizi daha zinde tutacak, hem de muhtemel mide bozma vakalarını da minimuma indirmiş olacaktır.
Kalabalıktan kaçınmak
İnsanların çok sık tercih ettiği bir tatil beldesine gitmiş olabilirsiniz. Ama zihin yorgunluğu ve baş ağrısı yaşamamak için, mümkün mertebe kalabalık ortamlardan uzak durmanız gerekmektedir. Farkında olmasanız da, rahatsız olduğunuzu düşünmeseniz de, sessiz ve sakin bir yer, dinlenmeniz için çok daha uygun olacaktır. Ne demişler: ne kadar az insan, o kadar çok huzur. J
Uyku düzenine dikkat etmek
Her ne kadar tatilde olsanız da, mevcut uyku düzeninizi korumanız, tatil dönüşü ilk iş günü, kalkmakta zorlanmamak adına aldığınız değerli bir önlem olacaktır. Tabii ki 10.00’da yatın anlamına gelmiyor bu. Mesela sabahlamayı ya da gündüzleri uyuyarak uykunuzu almayı alışkanlık haline getirmeyin.
Tüm bunlara dikkat ettiğinizde, umarız keyifli ve huzurlu bir tatil geçireceksiniz ve tam anlamıyla dinlenmiş olarak işinize dönmeye hazır olacaksınız. J

4 Ekim 2017 Çarşamba

Yerküredeki en muazzam şelaleler


Suyun aşındırmasıyla oluşan bir şekil olarak şelaleyi tanımlayabiliriz. Ancak şelalenin sunduğu görsel şöleni tanımlamak için çoğu zaman kelimeler kifayetsiz kalır. Dünyanın dört bir yanında var olan ve fırsatı olanların mutlaka ziyaret etmesi gereken; yerküredeki en muazzam şelaleler...
Kerepakupai Meru / Venezuela
Bir Diğer adı Angel Şelalesi veya Salto Angel olan şelale, bilgi biraz tartışmalı da olsa, 979 metre ile dünyanın en yüksek şelalesi. Buraya ulaşmak pek kolay değil. İlk önce, başlangıç noktası olan ve gidilecek yere kadar size eşlik edecek yerel rehberlerle buluşma noktası olan Canaima kampına giden bir uçak bulmak gerekiyor. Nehrin yukarısına yapılan 4 saatlik bir kano yolculuğundan sonra sık ormanın içerisinde yaklaşık 90 dakika yürümek hedefe ulaşmanızı sağlıyor. Bir gece ormanda konakladıktan sonra ise geriye yine aynı rota ile dönülüyor. Gelirken ve giderken yapılan uçak yolculuğunun bir avantajı da bölgeyi, burayı 1930 yılında keşfeden ilk insan olan havacı Jimmie Angel’ın gözünden görecek olmak.
Cascades du Trou de Fer / Reunion Adası
725 metre yüksekliğindeki şelale balta girmemiş bir ormanın tam ortasında ve 305 metrelik tek bir düşüşe sahip. Hint Okyanusu’nda yer alan Reunion Adası’ndaki şelaleye ulaşmak için ilk önce uygun bir uçuş bulmak, daha sonra da sık ve çamurlu ormanın içinde 3 saat kadar yürümek gerekiyor. Fakat hava yağmurlu olursa gezintiye devam etmek olanaksız hale gelebiliyor. Sabah erkenden yola çıkan yürüyüş kafileleri eğer şansları varsa bu el değmemiş doğa harikasını yakından görebiliyorlar. Şelaleye ulaşmanın bir yolu da 2-3 gün süren ve zorluk derecesi 4 olan bir kano macerasına atılmak.
Virginia Şelalesi / Kanada
Hem dev bir şelale, hem de 1970’li yıllarda UNESCO Dünya Mirası listesine alınan ilk dört yerden biri olan Virgina Şelalesi’ne giden en kolay yol, suya inebilen küçük bir charter uçağına binip Nahanni Ulusal Parkı’na inmek ve şelaleye kadar kısa bir yürüyüş yapmak. Ama bu macerayı ömür boyu hatırlanacak bir geziye dönüştürmek için, aynı mesafeyi kanoyla 21 günde geçmek de bir seçenek. 100 metre yüksekten aşağıya dökülen suları tam tepede ikiye ayıran Mason’s Rock da bu manzarayı eşsiz kılan en önemli unsur.
Schwarzenbach Şelalesi / Kanada
Kuzey Kutup Dairesi içinde yer alan en yüksek (520 metre) ve ulaşılması en güç şelale kışları çoğu zaman donuyor veya kuruyor. Bölgeye ulaşmak için önce bir kano seyahatine çıkmak gerekiyor ve muhtemelen bu yolculuk sırasında bolca deniz aygırı ve deniz gergedanı görülüyor. Sudan çıktıktan sonra ise engebeli ve oldukça dik bir parkurda iki haftalık zorlu bir yürüyüş yapmak gerekiyor.
Suligad Şelalesi / Tibet
Suligad Şelalesi, ünlü mavi gölün tam dibinde ve tüm Himalayalar’daki en yüksek şelale. Bu rotaya dair 8 ve 31 gün arasında değişen farklı tur seçenekleri mevcut. Ortalama bir zorluk derecesi ile 13 gün kadar süren gezi boyunca eşsiz yer şekilleri ve Himalayalar’ın en derin gölü olan Kutsal Phoksundo Gölü de, 167 metrelik Suligad Şelalesi’nin yanı sıra görülebilecek diğer doğa harikalarından. Klasik turist rotalarında olmayan bu bölgede konaklama için kamp kurabilir veya köylerdeki evlere konuk olabilirsiniz. Seyahat boyunca tanık olacağınız doğa harikaları dışında, el değmemiş Bonpo kültürü ve Tibet Budizmini de yakından tanımak unutulmaz bir tecrübe olacaktır.
Sutherland Şelalesi / Yeni Zelanda
580 metre yüksekliği ile Yeni Zelanda’nın en yüksek şelalesi olan Sutherland Şelalesi’ne ulaşmak için Yeni Zelanda’nın meşhur Milford Patikası’nda dört günlük bir yürüyüş yapmak gerekiyor. Dağları aşacak, asma köprülerden geçecek ve orman kulübelerinde konaklayarak masal gibi bir maceranın içine düşebilirsiniz.
Shale Şelalesi / Kanada
Kuzey Quebec’te ulaşılması oldukça zor olan şelaleye, başlangıç noktasına sadece uçakla ulaşılabilen Caniapiscau Nehri’nde, bir aylık bir kano seyahati ile ulaşabiliyor. Kuzey Quebec’in hızlı değişen havasına ve çeşit çeşit böceğe katlanabilmek için fiziksel ve mental dayanıklılık şart.
Kaieteur Şelalesi / Guyana
Dünyanın tek bir noktadan akan en geniş ve en güçlü şelalelerinden biri olan Kaieteur Şelalesi’ne ulaşmanın tek yolu şelaleye yakın küçük bir alana charter uçuşu ile inmek. Bundan sonra ise yağmur ormanında 2 – 3 saatlik bir yürüyüş yapmak gerekiyor. Bulunduğu çevre ile birlikte nefes kesen bir manzara oluşturan şelalenin çevresi ünlü altın kurbağalarla dolu.

Ülkemizin henüz keşfedilmeyen plajları


3 tarafı denizlerle çevrili bir ülke olarak yüzlerce hatta binlerce plaja sahibiz diyebiliriz. Bu nedenle hala ülkemizin keşfedilmeyen plajları mevcut...
Sazak Koyu / Antalya
Adrasan'ı ya da Olimpos'u biliyor olabilirsiniz ama bu iki koyun tam ortasında yer alan, masmavi deniz ile yemyeşil ormanları birleştiren, el değmemiş Sazak Koyu'nun ismini muhtemelen pek fazla duyan yok. Olimpos'tan kalkan teknelerle ya da yaklaşık 10 km'lik daracık bir toprak yoldan gidilebilen bu koya ulaşım zor ama buna fazlasıyla değiyor. Elektriğin olmadığı, cep telefonlarının çekmediği Sazak Koyu'na vardığında derin bir nefes alıp ve kendinizi doğanın huzurlu kollarına bırakabilirsiniz. Koyun enfes manzarasını civardaki tepelerden izlemeyi de ihmal etmeyin.
Kömür Limanı / Çanakkale
Gelibolu Yarımadası'nda Fındıklı Köyü'nü geçtikten sonra bozuk bir yoldan 7 km boyunca Saros Körfezi'ne doğru ilerleyince karşına saklı bir cennet çıkacak. İsmi, Kömür Limanı. Burada ne elektrik var ne de herhangi bir işletme. Tamamen bakir. Suyu cam gibi. Eğer pırıl pırıl denizde yüzmek, kamp yapmak ve geceleri yıldızları izlemek isteyenler için çok uygun.
Boyabağı / İzmir
Çeşme, Urla ve hatta Foça'nın kalabalık plajlarını görünce İzmir'de artık keşfedilmedik yer kalmadı diye düşünebilirsiniz ancak keşfedilmeyi bekleyenen daha pek çok yer var. İzmir'in ve Ege Bölgesi'nin kendini korumayı başarmış ilçelerinden olan Karaburun'da denizin tadını çıkarabileceğiniz mükemmel bir koy var. İsmi, Boyabağı. Kösedere Köyü'nün hemen aşağısındaki bu koya zeytin ağaçlarıyla çevrilmiş toprak bir yoldan geçilerek gidiliyor. Manzarasına bakmaya da suyun tadını çıkarmaya da doyamayacaksınız.
Salda / Burdur
Hayır, burası Maldivler değil. Deniz bile değil, göl. Burdur'un Yeşilova ilçesinde yer alan Salda Gölü. 184 metre derinliğiyle Türkiye'nin en derin göllerinden birisi, aynı zamanda en temiz suya sahip göllerinden. Beyaz kumu ve turkuvaz rengi suyuyla hem plaj sefası hem de kampçılar için birebir.
Yapraklı Koy / Mersin
Akdeniz'de keyifli bir deniz tatili hayali kurarken aklına ilk gelen yerlerden biri Mersin olmayabilir ama Yapraklı Koy'u görünce fikriniz değişecek. Silifke'deki Yapraklı Koy'da denizin rengi turkuaz, suyu da Akdeniz'in geneline göre daha serin. Bu göz alıcı koyda, denizi çevreleyen kayalıklarda şezlong keyfi yapmak ve kendini Yapraklı Koy'un serin sularına bırakmak oldukça keyifli.
Ceneviz Kalesi / Düzce
Ege ve Akdeniz sahilleri birbirinden güzel plajlara sahip olabilir ama Karadeniz'in de onlardan geri kalır yanı yok. Düzce'nin sahil şeridindeki ilçesi Akçakoca'da yer alan Ceneviz Kalesi Plajı, tertemiz denizi ve plajı çevreleyen kestane ve gürgen ağaçlarıyla tam bir doğa harikası. Mavi bayraklı bu plajda yüzdükten sonra yakın çevresinde yer alan Kurugöl Kanyonu ve Samandere Şelalesi gibi diğer doğal güzellikleri de ziyaret edebilirsiniz.